27 Avrupa ülkesinde yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları, merkez partilerin oy kaybettiğini, mülteci karşıtı politika izleyen aşırı sağ ve radikal partilerin yükselişini ortaya koydu. AB endişeli. Peki Ankara’da bu sonuçlar nasıl okunuyor? Son seçimler 2019 yılındaydı, o günden bugüne nelerin değiştiğini ve aşırı sağdaki yükselişin nedenlerini Ankara’ya göre sıralayalım:
EN BÜYÜK SORUN MÜLTECİ AKINI
-Ankara’ya göre önce Suriyeliler, ardından Ukrayna savaşı Avrupa’daki mülteci sayısını artırdı.
-Avrupalı seçmen, kaynakların önemli bir bölümünün mültecilere gitmesinden şikâyetçi.
-Pandemi, savaşlar ve mülteciler Avrupa ekonomisini sarstı.
-Son dönemde enflasyon, işsizlik, tarımdaki sıkıntılar, yüksek fiyatlara tepki hatta protestolar var.
-Aşırı sağ partiler seçmeni tam da bu başlıklardan yakalıyor. Özellikle “Ben kendimi düzeltememişken, kaynaklarım neden başkalarına gidiyor?” söylemi öne çıkıyor.
TÜRKİYE’YE ETKİLERİ NE OLUR
Avrupa’da aşırı sağın iki lideri adeta öncü güç rolüne bürünmüş durumda. Biri İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, diğeri Ulusal Birlik Partisi Lideri Fransız Marine Le Pen... Her ikisi de AB’nin tüm yükü çektiğinden şikâyetçi. Peki Avrupa’da aşırı sağın yükselmesi Türkiye’yi nasıl etkiler?
‘DERİNLEŞMEDEN GENİŞLEMEYE KARŞILAR’
- Üyelik sürecindeki ilerlemede Türkiye sıkıntı yaşayabilir. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Balkanlar’ın üyelik süreçlerinde gelişme olmayabilir, çünkü Avrupa’daki aşırı sağ ‘derinleşmeden genişlemeye karşı’.
- Türkiye açısından Ankara’nın yaptığı yorum şu: “Avrupa, Türkiye’yi üyelikte bir kol uzakta tutmak ama ticari ilişkileri geliştirmek isteyecektir.”
AŞIRI SAĞIN REEL POLİTİĞİ
- Avrupa’da yükselen aşırı sağın reel politik yanına gelince; ekonomi, yeni pazar arayışı ve köprü ülkeler ön plana çıkıyor.
- Türkiye’nin yükselen profili, kalkınma yolu gibi projelere öncelik etmesi nedeniyle Türkiye’nin hem köprü ülke hem de nüfusuyla önemli bir pazar olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.
- ABD ve Çin’in etki alanını genişlettiğini düşünen Avrupa’daki aşırı sağ partiler, önceliği kendi etki alanlarına vermeyi düşünüyor. Bu da ikili ve ekonomik ilişkilerde Türkiye’nin öne çıkması anlamına da geliyor.
FETÖ ELEBAŞI GÜLEN’İN SON VİDEOSU VE ÖRGÜT İÇİNDEKİ KAVGA
Baktılar sadece fotoğraf paylaşarak olmuyor, “öldü” söylentisi aldı başını gitti, konuşmalarının sık sık kesildiği yani montajlandığı bir video dolaşıma sokuldu. Ancak FETÖ elebaşının sağlığının iyi olmadığı bu videodan da anlaşılıyor. Sadece şeker değil, hem demans hem de böbrek hastası. Edindiğim bilgilere göre, hastalıkları nedeniyle zamanının çoğunu uyuyarak geçiriyor. Gelelim diğer bilgilere...
ÇİFTLİKTEN ‘BÜYÜ, ÜÇ HARFLİLER’ GEREKÇESİYLE AYRILMA
-Pensilvanya’daki çiftlikten Mustafa Özcan, Cevdet Türkyolu, Abdullah Aymaz gibi isimlerin de kandırması ve biraz da kendi isteği ile ayrıldı. Gerekçe ise büyü, üç harflilerin geldiği, sağlığının daha iyi olacağı, takip edildiği...
FETÖ ELEBAŞI NEREDE
-Başka ülke ya da başka bir eyalette değil. Aynı eyalette yer değiştirdi.
-CIA’in güvenli evinde olduğu iddiası da doğru değil.
KAVGA BÜYÜK
-Örgüt içinde kavga büyük. Fethullah Gülen artık yönetemiyor. Hem her haziran ayında örgüt içinde yapılan atamalar nedeniyle hem de mal varlığı ve para nedeniyle...
-Yeğeni örgüte adeta bayrak açtı. O kadar ki Türkiye’ye gelip yaşananları anlatmak istediğini bile söyledi. Aslında artık kamuya açık yaptığı itiraflarının devam eden dava dosyalarına da girmesi gerekiyor.
-Artık mesele örgütün Gülen sonrasında nasıl yönetileceğinde.... Kavga büyük olduğu için örgütün bölünebileceğini söyleyenler de var. Örgüt o kadar karışmış durumda ki bazı hesaplarca ya da kişilerce “hâlâ çok etkililer” spekülasyonu da yersiz. Bu durum terör örgütüne artık sahip olmadığı bir gücü verme çabası.
-Gülen ölürse Türkiye’ye getirileceği iddiasına gelince; bu da doğru değil. Ankara’ya göre kendisini koruyan kollayan ülkenin topraklarında gömülecek.
CUMHURBAŞKANI’NDAN SONRA SIRA ÇİNLİLERDE
Bugün gözler CHP Genel Merkezi’nde... CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in misafiri Cumhurbaşkanı Erdoğan. Özgür Özel’in Hürriyet gazetesine yaptığı özel açıklamaları Turan Yılmaz’ın kaleminden okumuştunuz. Siyasi mesajlarının yanı sıra Özel’in Cumhurbaşkanı’na görüşmede ne ikram edeceğini de yazmıştık. Özel, “Kendisine sorarız tabii. Ama burada başka yerde olmayan birkaç şey var; mesir çayı, mor reyhan çayı, keçiboynuzu çayı gibi” demişti. Özgür Özel biliyorsunuz Manisalı. Manisa denince de akla ilk olarak meşhur mesir macunu geliyor. Özel’in bir de özel planı var, o planı da Hürriyet’e açıkladı;
- “Mesir büyük bir haksızlığa uğruyor. 487 yıllık bir festival, gelenek. Dünyanın en eski, halen devam eden halk ilacı, üstelik hâlâ kullanımda.
- Hem mistik hem tarihi bir yanı var.
MESİR MACUNU 1.5 MİLYAR NÜFUSLU ÇİN İLE BULUŞURSA
- 9 boğa deli deli koşuyor, önünden İspanyollar kaçıyor, bütün dünya orayı izliyor. Bizler böyle mucizevi bir şeyi 500 yıldır 100 bin kişiye saçıyoruz. Manisa’ya gelen 6 Çinli turist izliyor.
- Dünyaya mal edemedik. Çin büyükelçisine mesir ikram ettim ve faydalarını anlattım. Büyükelçiye ‘Sizden sadece 6 turist geliyor oysa 1.5 milyar kişisiniz’ dedim.
- Gelecek sene için kendisini Manisa’ya davet ettim; ‘Bu macunu ülkenizin insanlarına anlatmanız lazım’ dedim.”